Karanlık maddenin gizemi: Bilim insanlarından 20 yıllık keşif

Bilim insanları, Samanyolu’nun dağınık dış halesinde beklenenden büyük kara delikler bulunmadığını keşfetti.

Bu bulgu, karanlık maddenin ilkel kara deliklerden oluştuğu teorisine karşı önemli bir argüman sunuyor.

Karanlık madde ışıkla etkileşime girmediği için fiilen görünmez olmasına rağmen bilinen evrendeki maddenin yaklaşık yüzde 86’sını oluşturmaktadır.

KARANLIK MADDE’NİN NELERDEN OLUŞTUĞU BİLİNMİYOR

Bilim insanları karanlık maddenin varlığını yerçekimiyle olan etkileşiminden ve gündelik madde ve ışık üzerindeki etkisinden çıkarabiliyor.

Ancak karanlık maddenin her yerde bulunmasına rağmen, bilim insanlarının karanlık maddenin nelerden oluşabileceği konusunda henüz kesin bir bilgi bulunmuyor.

20 YILLIK GÖZLEMLER SONUCU

Yeni karanlık madde sonuçları, Varşova Üniversitesi Astronomi Gözlemevi’ndeki Optik Kütleçekimsel Mercekleme Deneyi (OGLE) araştırmasından bir grup bilim insanının 20 yıl boyunca yaptığı gözlemlerden elde edildi.

“GİZEM OLARAK KALMAYA DEVAM EDİYOR”

Varşova Üniversitesi Astronomi Gözlemevi’nden ekip lideri Przemek Mroz, açıklamasında şunları söyledi “Karanlık maddenin doğası bir gizem olarak kalmaya devam ediyor. Çoğu bilim insanı bunun bilinmeyen temel parçacıklardan oluştuğunu düşünüyor. Ne yazık ki, onlarca yıllık çabalara rağmen, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı ile yapılan deneyler de dahil olmak üzere, hiçbir deney karanlık maddeden sorumlu olabilecek yeni parçacıklar bulamadı.”

Yeni bulgular sadece karanlık maddenin açıklaması olarak kara deliklere şüphe düşürmekle kalmıyor; aynı zamanda Samanyolu’nun ötesinde tespit edilen yıldız kütleli kara deliklerin neden galaksilerimizin sınırları içinde olanlardan daha büyük göründüğüne dair gizemi de derinleştiriyor.

“ON YILLAR BOYUNCA DERS KİTAPLARINDA YER ALACAK”

OGLE araştırmasının Baş Araştırmacısı Andrzej Udalski Gözlemlerimiz ilkel kara deliklerin karanlık maddenin önemli bir kısmını oluşturamayacağını gösteriyor ve aynı zamanda LIGO ve Virgo tarafından ölçülen kara delik birleşme oranlarını da açıklıyor. Sonuçlarımız önümüzdeki on yıllar boyunca astronomi ders kitaplarında yer alacak.” dedi

Ekibin araştırması 24 Haziran’da Nature ve Astrophysical Journal Supplement Series dergilerinde yayımlandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

x